RAW Fotoğraf Nedir ? Neden RAW Tercih Edilmeli ?
RAW fotoğraf nedir?
Öncelikle RAW nedir onu açıklayalım. RAW ingilizce’de ham, işlenmemiş manasında kullanılır. Normalde sebze meyve gibi nesnelerle beraber kullanımını gördüğümüz RAW kelimesi fotoğrafçılıkta, fotoğrafa, makine tarafından hiçbir müdahalede bulunulmadığını ve fotoğrafın herhangi bir işleme tabi tutulmadığını anlatan bir terimdir.
Günümüzde birçok fotoğraf makinesi RAW çekebilme yeteneğine sahip. Bu tür kameralardaki RAW özelliğinde, sensöre düşen ışık bilgisi direkt olarakkarta yazılır. Renk, beyaz ayarı, kontrast gibi değişkenler fotoğrafa aktarılmaz fakat ayarların çoğu ayrı elementler halinde RAW dosyası içine kaydedilir. Böylelikle çektiğimiz fotoğrafın en saf halini elde etmiş oluruz ayrıca tüm veriler ayrı elementler halinde eklendiği için ham imaj kalitesini kaybetmeden bu ayarları düzenleyebilme imkanına da kavuşuruz.
RAW (ham) fotoğraf formatını, analog dönemdeki; karanlık odada işlenmemiş negatif filme benzetebiliriz. Zaten RAW dosyalara bu sebepten ötürü dijital negatif de denmektedir.
JPEG dosya formatından çok daha fazla alan kaplayan RAW fotoğraf, makinelerimizde .raw şeklinde görünmez. Bu dosya formatı yerine her marka, kendi RAW formatını oluşturmuştur. Yazımızın sonunda hangi markanın hangi RAW formatını kullandığının bilgisini verdiğimiz listemiz mevcut oraya bakarak kendi makinanızın dosya formatını öğrenebilirsiniz.
Esas sorumuza gelelim neden RAW fotoğraf çekmeliyiz? İsterseniz bunu 5 maddede açıklayalım.
1- Fotoğrafları Saklamak
Bir RAW dosyası çekilen sahnenin tüm ışık renk ve kontrast bilgisini ayrı ayrı kaydeder. Böylelikle üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun Raw dosyası fotoğraflarınızı saklamak için en avantajlı formattır. Yıllar sonra fotoğraflara yeni uygulamalarla bazı düzenlemeler yapmak istersek RAW formatında bulunan tüm bilgileri geri çağırarak çok farklı düzenlemeler yapabiliriz. Ayrıca renk düzenleme ve işleme konusunda teknolojinin ilerlemesiyle ileride bu geliştirilmiş teknikleri eski RAW fotoğraflarımıza uyarlayabiliriz.
2- Beyaz Dengesi Düzenlemek
Fotoğraf makineleri gözlerimiz kadar başarılı değildir. Biz gözlerimiz ile günün hangi saatinde bakarsak bakalım bir çok ışık sapmasına rağmen doğru renkleri seçeriz fakat fotoğraf makinelerimiz için durum böyle değildir. Fotoğraf makineleri renkleri algılar ama tanıyamaz bu sebeple bizim hangi dalga boyunun hangi renge karşılık geldiğini fotoğraf makinemiz üzerinden ayarlamamız gerekir. Bu ayara beyaz dengesi denmektedir. Beyaz dengesi, JPEG çektiğimiz fotoğraflarda direkt bilgi olarak fotoğraf üzerine işlenir. Görüntü üzerine bu renk ayarları işlendiği için daha sonrasında bunu değiştirmek keskinlikten ve fotoğraf kalitesinden feragat etmemize sebep olur fakat RAW formatta çekim yaptığımızda beyaz ayarı fotoğrafa işlenmez onun yerine tüm beyaz ayarı değerleri fotoğraf dosyasına ayrı elementler halinde kaydedilir. Böylelikle fotoğraf kalitesini, keskinliğini hiç bozmadan beyaz ayarını bilgisayar başından rahatlıkla değiştirebiliriz.
3- Gürültü Oranını Azaltmak
RAW fotoğraf çekiminin bir diğer avantajı ise noise yada gren olarak tabir ettiğimiz bozulmaları düzelteme işleminin yapılabilmesidir. Bildiğiniz gibi yetersiz ışık koşullarında yüksek iso değerlerinde çekilen fotoğraflarda bozulmalar oluşur. Bu bozulmaları en iyi RAW formatında düzenleyebilirsiniz. JPEG yada diğer formatlarda da noise reduction dediğimiz düzeltme işlemini yapabilirsiniz fakat fotoğrafta renk, doku, keskinlik gibi bir çok kayıp yaşarsınız. Bu kaybı en aza indirmek için gece çekeceğiniz fotoğrafları mutlaka RAW formatında kaydedin.
4- Renk Düzenlemesi
RAW fotoğraf formatı renk düzenleme, lut uygulama, parlalık ve kontrast gibi değişikliklerin fotoğrafta kalite kaybı olmadan bilgisayar üzerinden değişimine de imkan tanıyan muhteşem bir format. Şekil bozulması (distortion), renk sapması (chromatic abberration) gibi hataların da rahatlıkla düzeltilebilmesine imkan tanıyan RAW formatı, JPEG yada diğer formatlara göre daha fazla bit derinliği sağladığı için daha geniş yelpazede renk düzenlemesi yapabilmemize olanak sağlar.
5- İyi Baskılar Alabilmek
Fotoğraflarınızı bastırmak istediğinizde çekim seçenekleri arasından kesinlikle RAW formatını tercih etmelisiniz. RAW formatının 12-14 bit’lik yoğunluk bilgisine sahip oluşu, JPEG formatına göre çok daha fazla renk bilgisi içermesi ve tabii ki daha esnek bir renk aralığının olması baskı alırken size en üst düzeyde kalite sağlar. Normalde baskı alınacak fotoğrafa baskıda daha iyi görünmesi adına bazı renk kontrast ve parlaklık düzenlemeleri yapılır. JPEG fotoğrafa yapılan bu düzenlemeler fotoğraf kalitesinin düşmesine sebep olur fakat RAW fotoğrafta böyle bir problem ile karşılaşmazsınız çektiğiniz fotoğraf üzerinde yapacağınız düzenlemeler fotoğrafınızda kalite düşüşüne sebep olmayacaktır.
Tabii RAW formatı bu kadar iyiyse neden JPEG diye diğer bir format var? RAW fotoğrafın JPEG fotoğrafa üstünlüğü olduğu gibi JPEG fotoğrafında RAW formatına üstünlükleri mevcut. Şimdi isterseniz RAW çekmenin avantaj ve dezavantajlarına bakalım
RAW Fotoğraf Çekmenin Avantajları
1- JPEG’e göre çok daha yüksek kalite ve renk derinliği sunması
2- Keskinleştirme, gürültü giderme gibi işlemlerin sonucunda fotoğrafta kalite kaybının en az olması
3- PEG kamera üzerindeki belirlenmiş bir renk uzayını kullanır fakat RAW formatında istediğiniz renk uzayını düzenlerken seçebilirsiniz.
4- RAW dosyalar 12-14-16 bit renk yoğunluk değerlerine sahiptir. JPEG fotoğraf ise yalnızca 8 bit’lik bir yoğunluk sağlar. Bu sebeple RAW fotoğraf gölge, parlak, doygun bölgelerde çok daha fazla hassas veri sunar.
5- JPEG yada diğer dosya biçimleri sıkıştırma işleminden geçerken; RAW formatı makinenin kullandığı tüm veriyi sıkıştırmasız bir şekilde sunar.
6- RAW formatı ile çektiğiniz fotoğrafların renk, parlaklık, keskinlik, doygunluk gibi ayarları oluşacak bozulmalardan korkmadan daha fazla değiştirebilirsiniz.
Raw Fotoğraf Çekmenin Dezavanajları
1- RAW formatı, JPEG’e göre çok daha fazla alan kaplar. Örneğin bir JPEG fotoğraf 5-15 mb’lık bir alan kaplarken RAW fotoğraf 20 ile 80mb’lık bir alan kaplar. Bu da kartınızın ve depolama alanlarınızın hızlı dolmasına sebep olur.
2- RAW formatı çok fazla veri oluşturur. Bu verinin siz fotoğraf çekerken karta yazılması biraz zaman alabilir. Hatta bu sebepten seri çekim seçeneğinde saniyede çekeceğiniz kare sayısında boyuttan dolayı azalmalar olur. Örneğin; Canon 77D saniyede 6 kare fotoğrafı JPEG formatında 30 fotoğraf boyunca sürdürebilirken RAW formatında bu sayı 19’a düşmektedir.
3- Neredeyse her marka kendi RAW formatını oluşturmuştur. Bu sebeple fotoğrafları farklı yazılımlarda açtığınızda uyum sorunları yaşanabilir. Örneğin: Adobe Premiere programında Canon’un RAW formatı açılmazken Sony’nin RAW formatı açılabilmektedir.
Fotoğraf Makine Üreticilerinin ve Yazılımların Kullandığı RAW Formatları
Adobe: .dng
Canon: .crw .cr2
Casio: .ba
Epson: .erf
Fuji: .raf
Hasselblad: .3fr
Kodak: .dcs .dcr .drf .k25 .kdc .tif
Leaf: .mos
Leica: .raw .rwl .dng
Mamiya: .mef
Minolta: .mrw
Nikon: .nef .nrw
Olympus: .orf
Panasonic: .raw .rw2
Pentax: .ptx .pef
Phase One: .cap .tif .iiq .eip
RED: .r3d
Samsung: .pef, .nef
Sigma: .x3f
Sony: .arw .srf .sr2
Sonuç
Raw fotoğraf formatı, fotoğrafçının işini kolaylaştıran bazen bir çok fotoğrafı yazılım sayesinde kurtarmanızı sağlayan muhteşem bir özellik. Bu özelliği yüksek ISO kullanacağımız gece çekimlerinde yada fotoğraflarımızda düzenlemeler yapacağımız zamanlarda kullanmayı alışkanlık haline getirmeliyiz hatta depolama ve yazılımla uğraşma gibi bir derdiniz yoksa her fotoğrafı RAW çekmek sizin yararınıza olacaktır.
0 Yorum